Eğit Der MYK Kurtuluş Parkında toplanarak
pandemi süreci ,gelişmeler, ülkemiz eğitim sorunları, demokratik yaşam ve sosyal olaylara ilişkin değerlendirmelerde bulundu

|
Doğan Taşdeleni kaybettik |
Ankara eski Çankaya Belediye Başkanı
EğitDer üyesi eğitimci Doğan Taşdeleni kaybettik.
Işıklar içinde uyusun
Ailesine, dostlarına sabırlar ve başsağlığı diliyoruz
|
|
1 MAYIS EMEK VE DAYANIŞMA BAYRAMNI KUTLU OLSUN |
1 MAYIS EMEKÇİLERİN BAYRAMI
1 Mayıs 1886'da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde, Chicago'da beş yüz bini aşkın işçi, günde 12 saat ve haftada 6 gün olan çalışma koşullarına karşı, günlük 8 saatlik çalışma istemiyle iş bırakıtlar. İş bırakanlardan çok sayıda siyah ve beyaz tenli işçi birlikte yürüyerek, kent merkezindeki parkları doldurdular. Yine aynı gün ABD’de ki birçok kente merkezindeki parklar, içlerinde siyahların da olduğu işçiler tarafından işgal edildi. Oysaki bu parklara siyahların girmeleri yasaktı. Ertesi gün çıkan gazeteler, “Artık ön yargı duvarı yıkıldı” şeklinde yorumlar yaptılar. Böylece işçi sınıfı ilk büyük zaferini ırkçılığa karşı kazanmış oldu.
Bu gösteriler 1 Mayıs'ı izleyen günlerde tüm görkemiyle ile devam etti. 4 Mayıs'ta çıkan çatışma 6 polis 10 işçinin ölümüyle sonuçlandı. Ardından da dört işçi önderi idam edildi.
14-21 Temmuz 1889'da toplanan II. Enternasyonal'de “1 Mayıs” dünyada işçi sınıfının "Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü " olarak kabul edildi. Böylece 1890 yılından itibaren 1 Mayıs kitlelerin coşkuyla kutladıkları tarihi bir göne dönüştü. Hatta I. ve II. Dünya savaşları sırasında bile pek çok ülkede aralıksız olarak kutlanan bir bayram oldu.
Ancak 1 Mayıs kendi tarihinde ilk kez bu yıl, belki de hiçbir ülkede kitlesel olarak kutlanmayacaktır. Bunun nedeni koronavirüs salgınının oluşturduğu tehdittir. |
Devamını oku...
|
ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN |
MECLİS SERÜVENİMİZDEN KESİTLER…
Türkiye’de parlamento geleneğinin kökleri 19. yüzyılın I. yarısında başlar ve Osmanlı İmparatorluğu’nda anayasal bir düzen kurma arayışlarına içine alır. Bu geleneğin tarihsel öncüleri olarak Tanzimat (1839) ve Islahat (1856) fermanları kabul edilir. Bunlar adlarından anlaşılacağı gibi birer padişah fermanı olsalar da bu yolda atılmış, ilk önemli adımlardır. Osmanlılarda I. Meşrutiyet’in kurucularının öncüleri ve önderleri olan Mithat Paşa, Namık Kemal ve Ziya Paşa gibi aydınlar, yani “Genç Osmanlılar”, bu iki fermanın oluşturduğu siyasi ortamda yetiştiler. Bu aydınlar, Avrupa ülkelerindeki anayasal monarşilerden etkilenerek Osmanlı İmparatorluğu’nda bir meşrutiyet yönetiminin kurulmasını savunmaya başladılar. Bu isteklerini gerçekleştirmek için ortam da elverişliydi. 1870'li yıllarda Osmanlı Devleti Avrupa’da görülen askeri ve siyasi gelişmelerin etkisiyle bir yandan ekonomik ve siyasi krizlerle boğuşuyor; diğer yandan Balkanlardaki milliyetçilik hareketlerinin yıkıcı etkisini bertaraf etmeye çalışıyordu. Bu durum genç Osmanlıları siyasi olarak güçlendirmiş ve orduda (özellikle Deniz Küvetlerinde) taraftar bulmalarını kolaylaştırmıştı.
Genç Osmanlılar Mithat Paşa’nın önderliğinde 1876’da bir saray darbesiyle Padişah Abdülaziz'i tahttan indirerek yerine V. Murat'ı geçirdiler. Kısa bir süre sonra, “ruh sağlığı bozuk” olduğu gerekçesiyle ve yine bir darbeyle V. Murat’tı da tahttan indirerek, meşrutiyeti ilan edeceğine dair yemin ederek sözü veren II. Abdülhamid ‘i Sultan yaptılar.
II. Abdülhamid, koşulların da dayatmasıyla 1876'da Kanun-i Esasi’yi (Anayasayı) ilan etti ve iki meclisli bir parlamento oluşturuldu. Üyeleri seçim yoluyla belirlenen Meclis-i Mebusan ve üyeleri atama yoluyla belirlenen Meclis-i Ayan. Genç Osmanlıların uzun süren mücadeleleri sonucunda ilan edilen I. Meşrutiyet, II. Abdülhamid'in 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) 'nda alınan yenilgiyi gerekçe göstererek Meclis-i Mebusan’ı “tatil” etti.
|
Devamını oku...
|
|
|
<< Başlangıç < Önceki 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Sonraki > Son >>
|
Sayfa 4 / 18 |